Wide Awake Festivali 2025
- Thanks For The Memories

- 13 Haz
- 5 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 14 Haz
Yeni bir Londra ziyareti ve bu sefer gidiş sebebim hem benim hem İngiltere için yeni sayılabilecek festivallerden olan, 23 Mayıs'ta Brockwell Park'ta gerçekleşen Wide Awake Festivali.


2021'de düzenlenmeye başlanan festival için bir alt-kültür, keşif festivali demek mümkün. Hatta resmi sitelerinin ''Hakkımızda'' kısmında yazan şu ifade, bu festivalden ne beklenilmesi gerektiğine dair kısa ve net bir özet diyebilirim: ''Yeraltından notaları bir araya getiren Wide Awake, farklı bir şey arayan müzikseverler için bağımsız bir festival.''
Londra malumunuz koca bir metropol olmasına karşın çok fazla park ve yeşilliğe sahip. Dolayısıyla rutin bir toplu taşıma yolculuğu sonrası festivalin yapılacağı Brockwell Park'a ulaşıyorum. Kapı açılış saatini diğer katılımcılar ile sırada beklemeye başlarken uzun bir maratonun beklediği bilinci ve heyecanı o andan itibaren bünyemi kaplıyor elbette.
Parkın çeşitli yerlerine kurulmuş 6 sahnede maksimum kaç sanatçı izleyebilirim hesabını önceden yapmıştım. Dolayısıyla hiç vakit kaybetmeden festivale de adını veren Wide Awake ana sahnesinin ilk ismi RIP Magic ile festivali açtım. Festival kapı açılış saatine denk gelmesinden midir bilemiyorum ancak görevini yerine getirip, sahnesini tamamlayıp daha ziyade kendi kendine eğlenen bir grup izlenimi aldığımı söylemem lazım. Fakat haksızlık yapmadan başka bir sahnede, belki de kendi konserleri özelinde izledikten sonra daha doğru bir yorum yapılabilir.
Sonrasında rotamı Bad Vibrations sahnesinde yer alan Famous'a çevirdim. Günün ilk memnun eden performansı ile Famous çok doyurucu bir konser deneyimi yaşattı. Bol bol kirli gitarlar ve buna ters orantılı olarak daha tekdüze bir vokal son dönemde sıkça duyduğumuz türün örneklerinden. 2024 çıkışlı albümleri ''Party Album''de bahsettiğim şekilde duyulması mümkün. Burada elektro gitar çalan grup üyesine saygılarımı iletiyorum, kesinlikle festivalin tadını doyasıya çıkaranların başında geliyordu.

Sıradaki isim Ugly için yine ana sahneye dönüyorum. Kimi grupları yerinde keşfettim evet ama Ugly, festival öncesi dinleyip sevdiğim gruplar arasındaydı. Dolayısıyla kısa da olsa mutlaka görmek istediğim performansların başında geliyordu. Sound olarak festivalde yer alan birçok grubun biraz dışında kalması çeşitlilik anlamında olumlu bulduğum bir durum. 6 kişiden oluşan grup yaptıkları müzik ile hem günümüz hem geçmiş dönemden kolaj bir sound yaratıyor. Açık hava festivaline yakışır ve izlemesi gayet keyifliydi. Vokal Jasmine Miller-Sauchella'nın No War yazılı t-shirtü de dikkat çeken detaylardandı.

Sextile için yolumu Daniel Avery sahnesine çeviriyorum, burası için çadır sahne desek yanlış olmaz sanırım. 19 Haziran'da İstanbul'da da izleyeceğimiz grubu önceden izleme şansım oldu. Sadece teknik anlamda sesle ilgili anlayamadığım bir boğukluk söz konusuydu. Bu sorunu bir kenara bırakırsak; elektronik müzik temelli soundları olmasına karşın altyapı değil de canlı çalınan enstrümanları sahnede görmek benim için büyük bir artıydı.
Şimdi de festivalin headlinerı olan Kneecap dışında, en çok izlemek istediğim ikinci isim olan Gurriers için Shacklewell Arms sahnesine gidiyorum. Gurriers bir süre önce keşfedip dinlerken beni gerçekten heyecanlandıran gruplardan biri olmuştu. Festivalde yarım saatlik bir set ayrılmıştı ve neler olabileceğiyle alakalı biraz fikrim vardı. Fakat karşılaştığım şeyin beklentilerimin çok daha üzerinde geçtiğini gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Sahneye çıkarken arkada çalan ''Can't Take My Eyes Off Of You'' ile biz seyircilere orada olduğumuz için baştan teşekkür ettiklerini düşünüyorum. Sonrası ise durdurulamaz bir coşku seli; eller üzerinde gezen seyirciler, yarım saat boyunca bir an bile aşağı inmeyen tempo ile konserin ve mosh pit alanının hakkını veren bir kalabalık mevcuttu. 2024 tarihli ve şu ana kadar tek albümleri olan ''Come and See'' den şarkılar dinledik. Her şarkısını sevdiğim ve son zamanlarda dinlediğim yegane albümlerden biri olduğu için bendeki yeri de oldukça farklı olan bu grubu keşfetmenizi çok isterim. Son olarak; hislerimiz karşılıklı çocuklar.

Bu kez Nadine Shah için ana sahnedeyim. Kendine has vokali ve yine çeşitlilik anlamında festival içerisinde düşününce diğerlerinden ayrılan bir yerde konumlandırabilirim sanatçıyı ve şarkılarını. Dinamik ve sahnenin her alanını kullanarak seyirciyi kendinde tutmayı genel olarak başardığını söyleyebilirim.
Bad Vibrations sahnesine geri döndüğümde bu kez sahnede Mannequin Pussy var. Tüm performans boyunca seyirci ve grup arasında kesinlikle gözle görülen güçlü bir bağdan söz etmek mümkün. Seyirci, grubun bir üyesi gibi bir ahenkle her şarkıda oradaydı ve her anlarının en büyük destekçisiydi. Hiç geri adım atmayan, gerçek anlamıyla kendine cesur olabilen ve bunu da şarkılarında hiç çekinmeden doğrudan dile getirmeleri gücü orada bulunan herkesin damarlarında hissetmesine sebep oldu diyebilirim.

Geri döndüğümüz sahne Daniel Avery, sahnedeki isim ise Fcukers. Grubu izlerken bu sahneye özgü sesle ilgili teknik sıkıntı devam ediyor gibi düşünüyorum ancak seyirci yoğunluğu ile birlikte eğlencenin de arttığını net olarak gözlemleyebiliyorum. Sahneyi ve seyircileri geniş açıdan görebileceğim bir yerde konumlanıp eğlenen insanları izlemek bahanesi ile biraz dinlenirken Fcukers ile dans etmek, partilemek, coşmak çok daha mantıklı bir fikir elbette. Bir süre sonra atmosfere kayıtsız kalmak pek mümkün olmuyor. 45 dakikalık setleri ve soundlar arası geçişlerde herkese göre bir şey bulmak mümkün.
Bu kez Bad Vibrations sahnesinde karşımızda SPRINTS var. 2024'de yayınladıkları ''Letter to Self'' albümüyle ilgiyi ve dikkatleri üzerine çekmiş bir grup. İrlandalı grubun sahnelerinde Filistin bayrağı bulundurduklarını ve malum gündeme karşı sesini çıkaranlardan olduklarını belirtmekte fayda var. Bunun yanı sıra canlı performanslarını oldukça güçlü ve sağlam bulduğumu söylemeliyim. Karla Chubb'un vokalleri epey iyi duyuluyordu. İstanbul'da da izlemeyi hayal ederek bir sonraki canlı performansa yöneldim.

Puzzle için Moth Club sahnesini ziyaret ediyorum. Kısmen sonlarına yetiştiğim bir performans oluyor çünkü festivalden maksimum verimi almak demek bazı durumlardan feragat etmek anlamına geliyor ne yazık ki. Tek derdim bu olsun diyerek Puzzle'ı izliyorum. Nedense biraz isteksizce oradaymış gibi olduklarını hissediyorum ama bunu kanıtlamak için geçerli sebeplerim yok. Performans sırasında davulun zillerinden birinin yere düşmesi gibi sahnede olabilecek küçük teknik aksaklıkların yaşanması kadar bir başka şarkıda vokal Fletcher Shears'ın seyircilerin arasında dolanıp sahnede ters taklalar da atması Puzzle sahnesinde görebileceğiniz sıradan aksiyonlar. Tragic Thief, Slobber of the Dog dinleyerek oradan ayrılıyorum.
Kneecap öncesi ana sahnenin konuğu bu kez Cmat. Seyircinin salınarak dans ettiği ve şarkılara eşlik ettiği hoş bir performans söz konusu ancak öznel bir yorum yapacak olursam bana hitap etmediğini söyleyebilirim. 45 dakika ayrılmış setin bir kısmının seyirci ile sohbet şeklinde ilerlemesi de muhtemelen Cmat sahnesini özel yapan unsurlardan biri. Yine de hiç göz atmadan geçmek olmazdı.
Festivalin resmi olarak da duyurduğu üzere Wide Awake'in tek headlinerı olan Kneecap'i beklemeye başlıyorum. Coachella setlerinden sonra festivalde sahne alıp almayacakları konusu gündem olunca, festival organizatörleri grubu desteklediklerini ve arkalarında durduklarını belirten ayrıca bir duyuru da paylaştılar. Kneecap'in sahne alması neden bu kadar önem arz ediyor sorusu önemli: Zira gruba İngiliz hükümeti tarafından terörle mücadele kapsamında soruşturma açılmış durumda. Tek sebep olmasa da sebeplerinden biri Coachella Festivali'nde sergiledikleri performans sırasında Filistin'e özgürlük sloganları atmaları ve sahnede Filistin bayrağı açmaları. Bunu takip eden günden Wide Awake'de sahne alacakları sürece kadar arada birçok konserleri ve sahneleri iptal edildi, ABD vizelerinin iptali istendi, Coachella performansları canlı yayın esnasında kesildi ve yayınlanmadı gibi birçok problem ile karşı karşıya kaldılar.
Kneecap'i öne çıkaran ve bu kadar sahiplenilmelerine sebep olan bazı konular arasında; birçoklarının sesli duymak istemediklerini bağırarak söylemeleri ve bunu yaparken kimilerini rahatsız edecek şekilde doğrudan yapmaları, içinde bulundukları trajik durumla bile yer yer dalga geçmeleri ve asla taviz vermeyen tavırları vb. birçok şey sayılabilir. Bunu da kendilerinin de tabiriyle ''biz tarihin iyi ve doğru tarafındayız diyerek'' net bir şekilde özetlediler.

Bu ve birçok sebepten aslında bir konserden çok daha fazlasına şahit olacağım için ayrıca heyecanlıydım. Grup sahneye çıkmadan önce İsrail hükümeti tarafından Gazze'de katledilen kişi sayılarının ekrana yansıtıldığı ve sonunda ekranda ''Free Palestine'' yazan kısa bir slayt ile açılış yaptı. Bunu takip eden görüntülerde kendileri hakkında basında çıkan haberler ve programlardan çeşitli kesitler sundular.

Açılış şarkısı olarak IT'S BEEN AGES ile giriş yaptılar. Açıkçası benim de son dönemde sıkça dinlediğim bir şarkı olduğundan ve zaten tüm enerjimle beklediğimden inanılmaz iyi bir başlangıç oldu diyebilirim. Şarkı sözleri halihazırda gayet politik olan grup, şarkı aralarında da kendilerinden beklenen şekilde bu tavrını sürdürdü. Fenian Cunts, Better Way to Live, I'm Flush, Get Your Brits Out ve son yayınladıkları teklileri H.O.O.D'u canlı dinleyebildiğim için inanılmaz mutlu ve memnun olduğumu söylemem lazım.
Kneecap izlerken sadece grubun değil, seyircilerin de katkısını göz ardı etmek olmaz. Filistin bayrağı ile gelen hatırı sayılır izleyici topluluğundan, grubun da simgelerinden olan balaklava maskesi takmış onlarca kişiye rastlamak mümkündü. Festival sonrası alanda toplam 20.000 seyirci olduğunu öğrendiğimde ayrıca şaşırdığımı da belirtmem gerek.
Zeynep



Yorumlar