Gezgin Salon Festivali 2025
- Thanks For The Memories
- 22 Tem
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 22 Tem

28-29 Haziran 2025 tarihlerinde Parkorman'da gerçekleşen Gezgin Salon Festivali'ndeydim. Her iki günün headlinerı açıklandığında uzun senelerdir hasretini çektiğimiz iki şahane grubu izleyeceğim için gerçekten geri sayım yaptığım konserlerden olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
Festivalin ve ilk günün açılışını Skinshape ile yaptık. Sonuna yetiştiğim için objektif bir yorum yapmak güç olur elbette ancak duyduğum melodiler ile sıcak bir karşılama ve açılış olduğunu söyleyebilirim.
Sonrasında bayılarak dinlediğimiz Gevende sahne aldı. Gevende kendinden beklendiği şekilde Skinshape'in sıcak karşılaması sonrası ortamı daha da ısıttı ve bizler de bu sayede havaya girmeye başladık elbette. Açık hava festivalinde Gevende'nin melodilerinin süzülüşüne bir kez daha şahit olmak her zaman olduğu gibi yine keyifliydi. Ağlaya Ağlaya, Vertigo gibi grupla birlikte andığımız şarkıları dinledik.
Sıradaki isim French 79 -gerçek adıyla Simon Henner- hareketli soundu ile açık hava festivalinde olduğumuzu hisettiren bir set hazırlamıştı. Müzikal anlamda etkilendiği isimler arasında Air'in de bulunması ve hemen öncesinde sahne alması tesadüf değil elbette. Seyirciyi eğlendirmenin yanında sahnede kendisinin de gayet eğlendiği gözlemlenebilen sanatçıyı izlemek oldukça pozitif bir deneyimdi.
İlk günün headlinlerı olarak heyecanla beklediğimiz Air artık sahnedeydi. Sahneye adım atmaları ile birlikte çok uzun süren bir hasret sona ermiş gibiydi. Bunu ikinci günün headlinerı olan Slowdive için de söylemek gayet mümkün. La femme d'argent, Sexy Boy, All I Need gibi senelerdir aşina olduğumuz şarkıları canlı dinlerken zaman zaman gerçekliği sorguladığımı söylemeliyim. Neyse ki gerçekti ve Air o an karşımızdaydı. Moon Safari albümlerinin 20. yıl turnesi kapsamında gelen grup haliyle albümdeki şarkıları çaldı. Buna ek olarak Cherry Blossom Girl'de çeşitli zaman yolculuklarına çıkıp Highschool Lover melodilerine kendimi bırakmak o an yapabileceğim yegane şeydi. Toplamda 17-18 şarkı dinlediğimiz Air ile tekrar görüşmeyi dileyerek festivalin ilk gününü noktaladık.
İkinci gün açılışı yapan King Hannah'ı ne yazık ki kaçırdım, dolayısıyla festivalin bir diğer yerli ismi olan Lalalar ile güne başladım. Lalalar'ın gerçekten bir festival grubu olduğunu rahatça söyleyebiliriz. Seyirciyi ısıtma görevinin üstesinden gayet geldiler.
Sonrasında sahne Neil Frances'a emanetti. Türe dair bilginiz olsun olmasın bir an bile yerimizde durmayacağımız müthiş bir set ile bizi oldukça üst bi noktaya çıkardı. Tekrar buralarda görmeyi bir dinleyici olarak çok isterim.
Slowdive için beklerken seyirciler arasında grubun t-shirtünü giyen, çantasını takan vb. gerçek hayran kitlesini görmek çok tatlı bir detaydı. Bir şeyi çok sevmek ve birazdan ona kavuşacak olmanın heyecanını içten içe hissetsem de sayelerinde daha çok yaşamış oldum. Yine tüm gerçekliğiyle Slowdive sahneye adım attı ve kendi adıma çok uzun süre unutamayacağım, üzerimde etkisi epey güçlü olan konserlerden birine imza attılar. Çok fazla özel şarkıları var elbette ama birçoğumuz gibi Alison'ın melodilerini duymamla birlikte yine zamandan ve andan uzaklaşarak başka boyutlarda yolculuk yaptım ve müziği niye bu kadar çok seviyor ve içselleştiriyorum sorularının cevabını buldum. Catch the Breeze, kisses, When the Sun Hits'i canlı dinlemek inanılmaz bir deneyimdi. Şarkıların ruhuna uygun ekrandaki görseller de Slowdive dünyasının içine girmede oldukça yardımcı oldu. Grup dışında teknik ekibe de saygılar, sevgiler.
Henüz çok taze sayılır ancak geri dönüp baktığımda ''Vay be, kimleri izledik buralarda!'' diyebileceğim şahane ve gerçek anlamda kendi türünü yaratmış Air ve Slowdive gibi iki büyük grubun canlı performanslarına tanık olmak müthiş bir deneyimdi. Seneye yine görüşmek üzere, Gezgin Salon!
Zeynep